20 Nisan 2011 Çarşamba

BEŞ PERİ

Bir köyde bir efsane dillere destanmış. Bu efsanenin adı Beş Periymiş. Bu efsanenin öyküsü şöyle:

Bir gün, daha kimse doğmamışken, hayvanlar, insanlar daha yokken, huzur içinde yaşarken Tabiat Ana bir haberle gelmiş:

-Dikkat edin küçük hayvanlarım, canlarım, insan diye şimdiye kadar görülmemiş yaratıklar geliyor!

İnsanlar gelmiş. Ormandaki bir sürü hayvanı avlayıp yemişler. Bu olaya Tabiat Ana, çok ama çok öfkelnmiş. Böylece bu insanları lanetlemiş. Bu laneti sadece ama sadece minik beş tane peri bozabilirmiş. Ama o perileri bulmak çok zormuş. Bir sürü ölümcül yerlerden geçmek gerekiyormuş. Periler sadece iyi insanlara bu zorlu yolda yardım edermiş. Zaten periler sadece iyi insanlara görünürlermiş ve bu insanların iyi olup olmadığına karar verirlermiş. Efsane buymuş. Bir gün, bir grup çocuk, insanların üzerindeki laneti kaldırmak için yola koyulmuş. Bu çocukların adları, Defne, Doğa, Selen, Mehmet ve Mahmutmuş. Defne, sarı saçlı, mavi gözlü, liderlik yeteneği olan, çok güzel bir kızmış. Doğa, kahverengi saçlı, yeşil gözlü, kamp hakkında bir sürü şey bilen bir kızmış. Selen, siyah saçlı, siyah gözlü, her şeyden ateş yakabilen bir kızmış. Mahmut, kahverengi saçlı, ela gözlü, kaybolunca hemen yolunu bulabilen bir erkekmiş. Mehmet, siyah saçlı, çakır gözlü bir erkekmiş. Bu çocukların liderleri Defneymiş. Gece olmuş. Hava çok soğukmuş. Yiyecek bir şeyleri yokmuş. Bu çocuklar çok iyi kalpli oldukları için birden önlerinde bir sepet yemek belirmiş. Çocuklar bu sepete bakakalmışlar. Tam yiyeceklerken Selen uyanmış:

-Çocuklar bu tuzak olabilir!

İlk bir denemişler. Bir yemek alıp kaçmışlar. Hiçbir şey olmamış. Çocuklar sabah olunca Defne'nin komutuyla yola koyulmuşlar. Sonra önlerine bir cüce çıkmış. Onlara bir bilmece soracağını, eğer bilirlerse gizli köprüyü açacağını söylemiş. Çocuklar kabul etmişler. Cüce:

-Dörtten sonra gelen sayı ne?

Doğa:

-Beeş.

Cüce geçiti açmış. Sonra önlerine kocaman bir ejderha çıkmış. Ejderha da onlara bir bilmece soracağını söylemiş.

Bilmece:

-Cadının zıttı nedir?

Defne:

-Peri.

Ejderha onlara yol vermiş. Yürümüşler. Sonra önlerine bir taş çıkmış. Üstünde: "Bilmecelerden yararlanın, buraya şifreyi yazın" yazıyormuş. Çocuklar düşünmüşler. Birinci bilmecenin yanıtı beş, diğeri ise periydi.

Defne:

-Buldum! Şifre beş peri. Bakın! Kelimeleri birleştirin.

Hemen taşa yazmışlar. Sonra taş havalanmış. Beş tane peri bir toz serpmişler. Köyden lanet kalkmış. Herkes huzura kavuşmuş.

BEŞ PERİ

16 Ocak 2011 Pazar

PASAKLI ÇOCUK

Elif pasaklı bir çocuktu. Her şeyi dağınıktı. Size Elif 'in bir macerasını anlatayım:

Elif uyandı. Pijamasını katlamadan fırlatıp attı. Annesi: "Haydi Elif yatağını topla!" dedi. Elif yatağına baygınca bir bakış attı. Duş alırken suyu boşuna akıttı. Kahvaltısını abur cubur ile yaptı. Bilgisayara daldı. Okula geç kalıyordu. Ders programına bakmadan çantasını rastgele doldurdu. Koşa, koşa okula vardı. Kırmızı ışıkta geçti. Kapıyı çalmadan sınıfa girdi. Resim dersi yerine matematik dersi yapacaklarını sanıyordu. Dersten geri kaldı. Eve geldi. Ödevini yapmadı. Odasını toplamadı. Hemen televizyon izledi. Gitar dersi için çalışmadı. Jimnastik yapmadı. Akşam pijamalarını giydi. Süt içmedi. Önlüğünü asmadı. Kitap okumadı. Uyudu. Rüyasında üç ay önce İzmir'e giden arkadaşı Melek'i gördü. Melek ona, böyle giderse hiç sağalıklı olmayacağını, derslerinden geri kalacağını anlattı. Elif kalktığında ödevini yaptı, gitar çalıştı, jimnastik yaptı, ders programına baktı. Artık pasaklı değildi.