22 Ekim 2010 Cuma

ALİ'NİN GİZLİ KUTUSU

Ben ve arkadaşlarım, yedi kişi toplanmış, parkta saklambaç oyunu oynuyorduk. O sırada Ali, elinde kırmızı bir kutuyla geldi.

Hepimiz Ali'ye:

-Kutunun içinde ne var? diyorduk.

Ali:

-Size güveniyorum.

Ben:

-Hangi konuda?

-Kutunun içindeki şeyi göstermekte.

Ayşe:

-Ne var ki?

-Göreceksiniz.

Eda:

-Hadi göster!

Ali:

-Sakin olun! dedi ve kutunun içinden küçük, kar beyaz bir şey çıkardı. Bu, parmağım kadar, mini minnacık bir tavşandı.

Ayşe çığlığı bastı:

-Çok şirin, çok sevimli!!!

Ali:

-Bakın, bu tavşana her gün bakamam. Sadece pazar günleri alabilirim. Siz hepiniz birer gün alın.

Hepimiz kabul ettik. Ben cumartesi ve salı günleri alabiliyordum. Dört ay sonra tavşan bayağı büyümüştü. Adını "Süt" koymuştuk. Tavşancık bizi çok seviyordu. Emeğimizin karşılığını almıştık. Hepmiz Süt'e bakıp gülümsüyorduk.

18 Ekim 2010 Pazartesi

HERKES DIŞ GÖRÜNTÜSÜ GİBİ DEĞİLDİR

Sınıfımıza yeni bir kız geldi. Adı Leylakmış. Saçları hafif sarıya kaçan kahverengiydi. Kız çok tatlıydı.

Öğretmen kıza:

-Hoşgeldin yavrum. Geç Melek'in yanına otur, dedi.

Ben heyecanlanmıştım. Kız geldi yanıma oturdu. Öğretmen derse devam etti. Kız çok çekingendi. Teneffüs olunca kız hızlı adımlarla bir yere gitti. Leylak'ın nereye gittiğini merak etmiştim. Takip ettim. Leylak hızlı hızlı birinin yanına gitti. Gülüp eğleniyorlardı. Sonra diğer kız Leylak'a bir kağıt verdi. Leylak kızla vedalaşıp sınıfa gitti. Yanına gittim.

O'na:

-Benim adım Melek, dedim.

Kız:

-Ben Leylak, dedi.

-Önceden başka bir okula gidiyordum şimdi ise bu okula geldim.

-Deminki kız kimdi?

-O mu? Kuzenim. Adı Emel.

Sonraki günlerden bir gün, Leylak'ı birini iterken gördüm. O zaman Leylak'ın o kadar da tatlı biri olmadığını anladım.

Herkes dış görünüşü gibi olamaz...