2 Kasım 2010 Salı

GÜLÇİN

Bir oyuncak mağazasında raflara dizilmiş binlerce oyuncak alınmayı bekliyordu. Gülçin ve Ayıcık hiç ama hiç anlaşamıyorlardı. Gülçin yaramaz bir oyuncak bebek, Ayıcık ise bir fare kadar minik bir ayıydı.

Bir gün bir çocuk geldi. Gülçin'i, Ayıcık'ı, bebek evini ve içindeki bebekleri, Maymun'u, kurmalı fareyi, kurmalı örümceği ve başka bir oyuncak ayıyı aldı.

Eve geldiklerinde Gülçin düğmesini düşürmüştü. Ayıcık düğmenin Gülçin'e ait olduğunu bilmediğinden düğmeyi boynuna dikmişti. Gülçin onu Ayıcık'ta görünce hemen gece uygulanacak bir plan düşünmüştü. Gece Ayıcık bebek evinde uyuyordu.

Gülçin camı açtı ve:

-Ayıcık düğmemi geri vermezsen seni çöpe atarım!

Ayıcık:

-Vermiyorum. O benim düğmem.

Gülçin hemen Ayıcık'ı yere atmış ve üzerinde zıplamaya başlamış.

Ayıcık:

-Düğme benim, diyormuş.

Gülçin:

-Evet, demiş, seni çöpe atmanın zamanı gelmiş de geçiyor bile.

Ayıcık çöpü boylamış. Bağırıyormuş ama Gülçin Ayıcık'ın üzerini çöplerle kapatmış. Sabah Ayıcık eve bir bacağı kırık olarak dönmüş. Olan biteni herkese anlatmış. Bacağını da çöpte demir şeyler onu ezdiği için kırdığını söylemiş. Gülçin düğmesini almış ama hala üzgünmüş. Çünkü oyuncaklar onunla bir hafta konuşmamışlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder